Halk arasında ‘akciğer sertleşmesi’ olarak bilinen hastalığın teşhisinde cerrahi biyopsinin yerini ‘kriyobiyopsi’ aldı. Antalya’da sadece Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesinde gerçekleştirilen yöntemde akciğerin biyopsi yapılacak bölgesi 5 ile 10 saniye eksi 70 ile eksi 100 derece dondurularak parça alınıyor. Yöntemle bugüne kadar 60 hastaya akciğer biyopsisi yapıldı.
AÜ Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Fatih Üzer, toplumda akciğer sertleşmesi olarak bilinen diffüz
parankimal akciğer hastalıkları tanısında ‘transbronşiyal kriyobiyopsi’nin
Türkiye’de 7-8 merkezde, Antalya’da ise sadece AÜ Tıp Fakültesi Göğüs
Hastalıkları Ana Bilim Dalında uygulandığını belirtti.
Diffüz parankimal akciğer hastalıkları grubunda 200 çeşit
hastalığın bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Üzer, bazı aşamalarda hastalara
biyopsi önerdiklerini söyledi.
Biyopside iki seçenek olduğunu sözlerine ekleyen Doç. Dr.
Üzer, “Bu seçeneklerden biri VATS (video yardımlı göğüs cerrahisi) dediğimiz
açık akciğer ameliyatı. Diğeri ise bizim kapalı olarak bronkoskopik yöntemle
gerçekleştirdiğimiz transbronşiyal kriyobiyopsi" dedi.
Her hastaya
uygulanabilir
AÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde 2024 yılında ilk
transbronşiyal kriyobiyopsiyi yaptıklarını ifade eden Doç. Dr. Üzer, bugüne
kadar 60 hastada bu işlemin uygulandığını belirtti.
Cerrahi biyopsi yaptırmak istemeyen hastalar için transbronşiyal
kriyobiyopsinin alternatif tanı koyma yöntemi olduğuna dikkati çeken Doç. Dr.
Üzer, stabil hastalarda cerrahi biyopsi riskinin düşük olmakla beraber bazı
istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini, ileri yaş grubu ve oksijen gereksinimi
olan hastalarda ise riskin artacağını sözlerine ekledi.
Hastaya konfor
sağlıyor
Transbronşiyal kriyobiyopsinin en önemli yanının hastaya
sağladığı konfor olduğunu belirten Doç. Dr. Üzer, şunları söyledi:
“İşlem sonunda hastalarımızı bazen aynı gün bazen de tedbir
amaçlı bir gece hastanede yatırdıktan sonra taburcu ediyoruz. Bu işlem,
cerrahiye bağlı enfeksiyon ve akciğerden hava kaçağı risklerini minimale
indirmiş oluyor. Hastalarımız daha konforlu şekilde teşhise ulaşıp tedavilerine
kavuşuyorlar."
Hasta nefes alıp
vermede zorluk yaşıyor
Transbronşiyal kriyobiyopsinin astım, KOAH, akciğer kanseri
gibi diğer akciğer hastalıklarında yeri olmadığına dikkati çeken Doç. Dr. Üzer,
“Bu işlem, 200 çeşidi olan ve akciğerin direkt kendi dokusunu tutan diffüz
parankimal akciğer hastalıklarının tanısında uygulanıyor" dedi.
Doç. Dr. Üzer, diffüz parankimal akciğer hastalıklarında
akciğerin kendi dokusunun şişme ve inme, nefes alıp verme hareketini çok iyi
yapamadığını kaydetti.
Hastalıkların bir kısmının sigara kullanımına bağlı olduğunu
anlatan Doç. Dr. Üzer, “Bir kısmı romatizmal hastalıklara bağlı, bir kısmı da
nedenini bulamadığımız hastalıklar. Biz öncelikle solunum fonksiyon testleri,
kan tahlilleri ve BT ile bazı hastalıkları ekarte etmek istiyoruz. Hastalığın
adını koymak istiyoruz. Adını koyamadığımız durumda ise biyopsi yapmak zorunda
kalıyoruz" diye konuştu.
5 ile 10 saniyelik
dondurma
Dünyada da yeni bir yöntem olan transbronşiyal
kriyobiyopsinin temel işleyişiyle ilgili bilgi de veren Doç. Dr. Üzer, işlem
sırasında kriyobiyopsi kateterinin ucunun eksi 70 ile eksi 100 arası sıcaklığa
ulaştığını belirterek, “Kateter o bölgeye gelince 7-10 saniye dondurup çekiyor.
Böylelikle yaklaşık 0,5- 1 santimetre arasında biyopsiler elde ediyoruz"
dedi.
İşlem sırasında karbondioksit kullanıldığını kaydeden Doç.
Dr. Üzer, biyopside kullanılan kateterin ucunun ise 0,9 mm ile 2,4 mm arası
değiştiğini belirtti.
Bu işlemde akciğerin parça alınacak bölgesinin yaklaşık 5-10
saniye dondurulduğunu anlatan Doç. Dr. Üzer, “Bu işlem sırasında tek seansta 3
ya da 4 biyopsi alıyoruz. Bazı durumlarda 5 biyopsi de alabiliyoruz. Alınan
parçalar patolojiye gönderilerek tanı koyma işlemini gerçekleştiriyoruz"
diye konuştu.
Bu işlemle hastalarda yüzde 85’e varan tanısal doğrulama
sonucu alındığını belirten Doç. Dr. Üzer, ameliyathane ortamında anestezi
eşliğinde yapılan işlemin yarım saat ile 45 dakika arasında sürdüğünü anlattı.
"Biyopsiden
sonra hemen normal yaşamıma döndüm"
Temmuz ayında transbronşiyal kriyobiyopsi yapılan Hüseyin
Süzer (57), hastalığının doğru teşhis edilmesiyle tedavisinin başladığını
belirtti. Süzer, “Biyopsi çok rahat geçti. Sonra hocam teşhisi koydu ve tedavim
başladı. İlaçlarımın ufak tefek yan etkisi oldu ama hocam o sorunumu da çözdü.
Şimdi çok rahatım" dedi.
Transbronşiyal kriyobiyopsiden çıktığında kendini iyi
hissettiğini ve tedbir amaçlı 1 gün hastanede kaldıktan sonra taburcu olduğunu
söyleyen Süzer, normal hayatına döndüğünü ve hiçbir sıkıntı yaşamadığını ifade
etti.
Kaynak: DHA