ABD’de yapılan deneysel bir çalışmada, NU-9 adlı yeni bir ilacın Alzheimer hastalığının erken evrelerinde görülen beyin değişikliklerini azaltabildiği ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatma potansiyeli taşıdığı gösterildi.
Alzheimer hastalığının tedavisinde giderek daha fazla önem kazanan erken müdahale yaklaşımı, yeni bir araştırmayla yeniden gündeme geldi. Bilim insanları, hastalık belirtileri ortaya çıkmadan çok önce başlayan biyolojik süreçleri hedefleyen NU-9 adlı deneysel bir ilacın, Alzheimer’ın ilerlemesini yavaşlatabileceğini bildirdi.
Çalışma, ABD’deki Northwestern University araştırmacıları
tarafından Alzheimer hastalığının hayvan modelleri üzerinde yürütüldü.
Araştırmada, NU-9’un beyinde biriken ve hastalıkla ilişkilendirilen toksik
protein yapıları olan amiloid beta oligomerlerinin düzeyini belirgin şekilde
azalttığı gözlendi.
Toksik proteinler
azaldı, beyin hücreleri sakinleşti
Amiloid beta oligomerleri, zamanla Alzheimer hastalığının
ayırt edici özelliği olan plak yapılarını oluşturabilen zararlı protein
kümeleri olarak biliniyor. NU-9 uygulanan farelerde, bu toksik proteinlerin
beyin dokusundaki miktarının önemli ölçüde düştüğü tespit edildi.
Araştırmacılar ayrıca, beyin destek hücreleri olan
astrositlerin daha dengeli ve sağlıklı bir durumda kaldığını gözlemledi.
Normalde aşırı aktive olduklarında inflamasyona ve sinir hücresi hasarına yol
açabilen bu hücrelerin, NU-9 sayesinde daha sakin bir işlev sergilediği
belirtildi.
Çalışmada yer alan nörobiyolog William Klein, “Bu
sonuçlar oldukça çarpıcı. NU-9, Alzheimer’ın erken evreleriyle ilişkili
nöroinflamasyonun temel unsurlarından biri olan reaktif astrogliyozis üzerinde
güçlü bir etki gösterdi.” dedi.
Hastalığın
başlangıcına dair yeni bir bulgu
Araştırma yalnızca ilacın etkilerini incelemekle sınırlı
kalmadı. Bilim insanları, Alzheimer’ın çok erken dönemlerinde ortaya çıkan daha
önce tanımlanmamış bir amiloid beta oligomer alt türü keşfetti. ACU193+ adı
verilen bu yapının, stres altındaki nöronlarda erken dönemde ortaya çıktığı ve
astrositlere bağlandığı belirlendi.
Araştırmacılara göre bu alt tür, astrositlerin zararlı
biçimde aktive olmasını tetikleyebilecek bir mekanizma olabilir ve bu süreç,
hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için yeni bir hedef sunabilir.
Northwestern Üniversitesi’nden sinirbilimci Daniel Kranz,
“Alzheimer hastalığı, belirtiler ortaya çıkmadan onlarca yıl önce başlıyor.
Semptomlar görüldüğünde altta yatan patoloji genellikle zaten ileri bir aşamaya
ulaşmış oluyor. Bu durum, birçok klinik çalışmanın neden başarısız olduğunu da
açıklayabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
İnsan çalışmaları
için henüz erken
Araştırmacılar, bulguların umut verici olduğunu ancak
NU-9’un insanlar üzerindeki etkilerinin henüz bilinmediğini vurguladı. Alzheimer’ın
çok sayıda biyolojik mekanizmanın etkileşimiyle ortaya çıktığı ve amiloid beta
birikiminin bu süreçte tek başına yeterli bir açıklama olmayabileceği ifade
edildi.
Şu anda NU-9’un, hastalığın daha ileri evrelerini daha iyi
yansıttığı düşünülen hayvan modellerinde test edilmeye devam edildiği
bildirildi. Bu aşamaların tamamlanmasının ardından ilacın insanlarda klinik
çalışmalara geçip geçemeyeceği değerlendirilecek.
Araştırmacılar, NU-9’un gelecekte yüksek risk taşıyan
bireylerde, tıpkı kolesterol düşürücü ilaçlar gibi önleyici amaçla
kullanılabilecek bir seçenek olabileceğini belirtiyor.
Klein, “Eğer bir kişide Alzheimer’a işaret eden
biyobelirteçler saptanırsa, belirtiler ortaya çıkmadan önce NU-9 gibi bir ilaca
başlanması teorik olarak mümkün olabilir.” dedi.
Araştırma, Alzheimer’s & Dementia dergisinde
yayımlandı.
Kaynak: Medimagazin