Antalya'da lise öğrencileri, İstanbul'da bebek ölümlerine neden olan 'Yenidoğan Çetesi'nden etkilenip, prematüre ve hasta bebek ölümlerini azaltmak amacıyla anlık takip ve müdahale imkanı ile hastalıkların erken tespit edilmesini sağlayan yapay zeka destekli kuvöz geliştirdi.
Antalya Kepez Bilim ve Sanat Merkezi 9'uncu sınıf
öğrencileri Ceylin Arslan, Hayrunnisa Başkan ve Tunay Denis Diederich,
prematüre ve hasta bebek ölümlerini azaltmak amacıyla yapay zeka destekli kuvöz
geliştirdi.
Öğrenciler, İstanbul'da bebek ölümlerine neden olan
'Yenidoğan Çetesi'nden etkilenip, geliştirdikleri kuvöz projesini, Türkiye
Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından düzenlenen 'Lise
Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması'nda sergiledi.
“Yeni bir standart
getirmeyi hedefliyoruz”
Projeleri hakkında bilgi veren Hayrunnisa Başkan,
"'Yenidoğan Çetesi'nin yaşattıklarının ardından kuvöz sistemlerindeki
eksiklikleri fark ettik. Projemizi, yaşananları göz önünde bulundurarak
geliştirdik. Mevcut kuvözlerdeki eksiklikleri yapay zeka sistemiyle
tamamlayarak yenidoğan bakımına yeni bir standart getirmeyi hedefliyoruz"
dedi.
“Akıllı bileklik ile biyolojik veriler
izleniyor”
Ceylin Arslan ise "Yenidoğan bebeklerde bilirubin
maddesi belli bir seviyenin üstüne çıktığında sarılık olarak bilinen hastalık
ortaya çıkıyor. Mevcut kuvözlerde sarılık hastalığı, mavi floresan ışık ile
tedavi edilebiliyor. Fakat bu ışık kontrolsüz olduğu için yenidoğan bebeklerde
bölgesel yanıklara ve gözlerinde kalıcı körlüğe neden olabiliyor. Biz bunun
önüne geçmek için giyilebilir ve taşınabilir 'fototerapi yeleği' ürettik. Bu
yeleğin içindeki mavi renkler sayesinde bilirubin maddesi sıvı hale geçiyor ve
hastalık etkin bir şekilde tedavi ediliyor. Bunun yanı sıra akıllı bilek
sistemimizle bebeklerde gerçekleşen biyolojik verileri; nabız gibi direkt
olarak izlememiz sağlanıyor" diye konuştu.
“Hastalıkları sıfır
temas ile tespit ediyoruz”
Kuvöz sisteminin bir diğer özelliğinin de hareketli yatak
sistemi olduğunu söyleyen Arslan, "Yenidoğanlar çok fazla sırtüstü
yattıklarında sırtlarında yaralar oluşmaya başlıyor. Fakat yatağa entegre
ettiğimiz sensörler yenidoğanı algılayıp, minik minik hareket ettirerek baskı
yaralarını önlemiş oluyor. Ayrıca geliştirdiğimiz kuvöz sistemindeki kamerayla
acil müdahale yapılması gereken anlarda, yoğun bakım hemşireleri monitöre
aktarılan görüntüleri anlık fark ediyor. Hemşireler görüntüler sayesinde anlık
müdahalelerini kolaylıkla gerçekleştirebiliyor. Çalışmalarımız esnasında
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden etik kurul onayı aldık. Bu onaydan
sonra yenidoğan yoğun bakımlara giderek, ailelerin onayı ile çocuklarımız
üzerinde çalışmalarımızı test ettik. Çalışmalarımızdan 3 bin 600 veri elde
ettik. Bu verilerle kendimize özgün, dünyada tek olan bir veri tabanı
oluşturduk. Bu veri tabanında yapay zekamızı eğittik. Kameramız bebekleri
izliyor; bu sırada sarılık ve dolaşım hastalıklarını sıfır temas ile yüzde 99,7
doğruluk oranıyla tespit ediyoruz" dedi.
“Su yatağı ile omurga
ve kemik gelişimi desteklenmiş oluyor”
Ayrıca mevcut kuvöz sisteminde bazı eksiklikler olduğunu
dikkat çeken Arslan, "Yenidoğan yoğun bakımlarında ışıkların kapanmaması,
karanlıkta salgılanan hormonların önüne geçiyor diyebiliriz. Yapay zeka
destekli entegre karartma sistemimiz, hormonların daha etkili şekilde
salgılanmasına yardımcı oluyor. İçerisinde yer alan gün ışığı lambası sayesinde
de ayrıca bebeğin yüz ifadeleri ve ten rengi izlenebiliyor. Kemik gelişimi tamamlanmayan
prametüreler için de su yatağı sistemimiz ile kemiklerde oluşan hasarın önüne
geçiyoruz. Su yatağı ile omurga ve kemik gelişimi desteklenmiş oluyor"
diye konuştu.