Alzheimer, prostat kanseri ve kas erimesi hastalıklarının tedavisine Türk damgası vuracak ilaçlar için insan klinik denemeleri başlıyor. İstanbul Ataşehir'de kurulan ve 13 ülkeden 100'den fazla bilim insanının çalıştığı Ar-Ge laboratuvarlarında geliştirilen üç yerli ilaç adayı, hedeflediği mekanizmalar ve etkinliği ile dünyada ilk olacak.
Alzheimer, prostat kanseri ve kas erimesi hastalıklarının tedavisine Türk damgası vuracak ilaçlar için insan klinik denemeleri başlıyor. İstanbul Ataşehir'de kurulan ve 13 ülkeden 100'den fazla bilim insanının çalıştığı Ar-Ge laboratuvarlarında geliştirilen üç yerli ilaç adayı, hedeflediği mekanizmalar ve etkinliği ile dünyada ilk olacak.
Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu üyesi ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Hasan Türkez ve İngiltere'deki Kings College London ile İsveç'teki dünyaca ünlü Karolinska Enstitüsü'nde araştırmalarını sürdüren Prof. Dr. Adil Mardinoğlu'nun önderliğinde, 4 yıldır üzerinde çalışılan bu yeni moleküllerin hastalarda denenmesi için Faz 1 çalışmalarına bu yıl içinde başlanacak. Alzheimer'da nöronlardaki hiperaktiviteyi önleyerek semptomları değil hastalığın kendisini iyileştirmeyi sağlayacak ilaç, Parkinson, ALS veya Huntington hastalığı gibi henüz tedavisi olmayan hastalıklarda da etkili olabilecek.
Prostat kanserinde etkili olacak molekül, metastazları ve tedavilere direnci önleyecek. Kas erimesinde kullanılacak ilaç ise dünyada ilk kez sadece kas kaybının önlenmesinde değil, yeni kas kütlesinin oluşmasını tetikleyen mekanizmalarda etkili olacak. 3 yıl sonra dünya küresel ilaç pazarında Türk markası olarak yerini alması hedeflenen ilaçların geliştirildiği laboratuvarları ilk kez Demirören Haber Ajansı (DHA) görüntüledi.
“'Bu ülkeye borcumuzu ödüyoruz”
Yeni
ilaçların uluslararası patentleri alındı ve alanında dünyanın en etkili bilim
yayınlarında araştırma makaleleri de yer aldı. Türkiye'de ilk kez sistem
biyolojisi ve yapay zekâ temelli yöntemlerle geliştirilen bu üç yeni ilaç
adayı, İstanbul Ataşehir'de kurulan Trustlife laboratuvarlarında geliştirildi.
Trustlife, bunlar dışında 10 farklı hastalıkta daha ilaç geliştirme projeleri
yürütüyor. İngiltere'deki Kings College London ve İsveç'teki dünyaca ünlü
Karolinska Enstitüsü'nde araştırma laboratuvarları bulunan ve aynı zamanda
İsveç Kraliyet Teknoloji Enstitüsü'nün İnsan Protein Atlas Programı'nda Eş
Proje Yürütücüsü olan Prof. Dr. Adil Mardinoğlu ile Cumhurbaşkanlığı Sağlık
Politikaları Kurulu üyesi ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji
Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Hasan Türkez, önümüzdeki aylarda ilk insan
denemelerine başlanacak ilaçların, dünya pazarı için de ilk olduğunu kaydetti.
İkisi de devlet parasız yatılı okullarında okuyan ve 'bu ülkeye borcumuzdu'
dedikleri yerli ilaç hayallerinde sonuca çok yaklaştıklarını kaydeden Prof. Dr.
Hasan Türkez, “Adil Hoca da ben de ikimiz de devlet parasız yatılı okullarında
okuduk. Devletin sağladığı bu olanakları hiçbir zaman unutmadık. Hayalimiz,
Anadolu topraklarından çıkmış olan bir fikrin, insanlığa hizmet edecek bir
ilaca dönüşmesiydi. Bugün bu hayale çok yaklaştık. Önümüzdeki 3-4 yıl
içerisinde bu süreci tamamlayabilirsek, küresel markette Türkiye emekli ve
Türkiye adresli küresel bir ilacı raflarda görebileceğiz" dedi.
“Dünyada daha önce hiç çalışılmayan mekanizmaları hedefliyor”
Prof.
Dr. Adil Mardinoğlu, küresel ölçekte yaklaşık olarak 20 milyar dolarlık bir
pazara hitap edecek bu üç yeni ilacın, First Thing Class (FIC) yani daha önce
dünyada hiç kimsenin bu mekanizmalar üzerinde çalışmadığı moleküller olduğunu
kaydederek “Bu anlamda bizim moleküllerimiz bu mekanizmaları hedefleyen
dünyadaki ilk moleküller olacak. İnsan datalarının çok iyi bir şekilde
harmonize edilmesi ve yorumlanması ile birlikte bulduğumuz bu mekanizmalar, hem
ilaçların etkili şekilde geliştirilmesini, hem de ileriki dönemde Faz 1, Faz 2
ve Faz 3 çalışmalarında başarı şansını çok ciddi artırıyor. İlacın son ürüne
dönüşmesi, yani raflardaki yerini almasındaki süreyi de çok ciddi anlamda
kısaltmış oluyoruz. Yani baştan gömleğin düğmelerini doğru ilikleyerek yeni bir
ilacın piyasaya çıkmasındaki 15 yıllık süreyi yarı yarıya düşürüp 6-7 yıla
düşürüyoruz. Şu an 4 yıl geride kaldı, önümüzdeki 3 yıl içerisinde
ürünlerimizin Faz çalışmaları tamamlayarak raflarda olmasını hedefliyoruz"
dedi.
Kas erimesine son verecek formül
Alzheimer,
kas erimesi ve dirençli agresif prostat tümörlerinde hala çok etkin tedavilerin
olmadığına da dikkat çeken Prof. Dr. Mardinoğlu, FIC yani önceden bu alanda
geliştirilmeyen bir ilaç olduğu için, mevcut tedavilerden yanıt alamayan
hastalara umut olacağını kaydetti. Kas erimesinin sadece yaşlılıkta değil,
zayıflama iğneleri olarak bilinen ve obezite tedavisinde kullanılan ilaçların
da ciddi kas erimelerine neden olduğunu kaydeden Prof. Dr. Mardinoğlu, “GLP 1
agonisti dediğimiz iştah kesici bu iğne/ilaçların kullanılmasında ciddi kas
erimeleri görülüyor. Kişilerin iştahının azalması ile birlikte hem kaslarda,
hem yağ dokusunda erime ve kas dokusunda da geri döndürülemez bir kayıp
yaşanıyor. Bunun önüne geçmek büyük klinik bir sorun. Bizim geliştirdiğimiz
formül bu alanlarda etkili şekilde kullanılacak" diye konuştu. Dünyada
yaklaşık 15 milyon prostat kanseri, 60 milyonun üzerinde Alzheimer ve 55
milyondan fazla da kas erimesinden mustarip bir nüfus olduğuna dikkat çeken
Prof. Dr. Hasan Türkez ise kadınlarda 50, erkeklerde 60 yaştan itibaren kas
kaybının yaşanmaya başladığını vurguladı.
Tümörü büyüten enzimi engelleyecek
Prof.
Dr. Türkez, metastatik yani vücuda yayılmış tümörlerde dahi etkili olacak
prostat kanseri ilacının kanser kan damarları üzerinden vücuda yayılımını
sağlayan yolakları da engelleyici özeliğine işaret ederek geliştirilen yeni
ilacın var olanlardan farkını ise şu şekilde anlattı:
“Kanser
hücreleri büyürken birbirleriyle iletişim halinde büyümeyi çok severler. Bizim
amacımız burada kanserin büyümesini sağlayan bir enzimin özel olarak
baskılanması ve aktivitesinin engellenmesi. Bu, tümörün belli bir çevrenin
dışına çıkmasını da önlüyor. Yani bizim ilacımız, hem şu an kullanılan hormon
tedavilerine karşı gelişen direnci alt tiplerde sergilemiyor, hem de aynı
zamanda tümörün büyümesini sınırlayıp kontrollü bir tedavi imkanı sağlıyor. Bu
da metastatik olgularda dahi etkili olabilecek bir formül sunuyor."
Hedef Alzheimer; Umut, Parkinson, ALS ve Huntington
Alzheimer'da
kullanılan mevcut ilaçların genelde plak oluşumunu önleyici etkiye
hedeflendiğini ve bunun da hastalığın belirtilerinde (semptomatik) fayda
sağlarken, hastalığı iyileştiremediğini vurgulayan Prof. Dr. Türkez, yeni
ilacın, olayın asıl nedeni olan nöronlardaki hiperaktiviteyi hedeflediğini
söyledi. Prof. Dr. Türkez, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şu
an hastalarda kullanılan ilaçlar, asıl hedef olan nöronal canlılığı
sağlayamıyor. Biz yeni molekülümüz üzerinde çalışırken hedef analizlerinde şunu
fark ettik: Nöronlarda bir hiperaktivite söz konusu. Nöronların birbiriyle haberleşmek
için kullandığı maddeler, nöronlarda aşırı elektriksel bir değişim yaratıyor.
Aslında bunun azı da çoğu da zararlı. Belli bir dengede tutulması gerekiyor.
Bizim molekülümüz bu dengeyi sağlamak konusunda çok başarılı oldu. Sadece
Alzheimer'da değil, ALS'de, Parkinson'da ve Huntington hastalıklarında da
benzer hiperaktiviteyi görüyoruz. Bu nedenle diğer nörodejeneratif
hastalıklarda da başarılı olabilir. Dünya için gerçekten büyük ses getirici ve
etkili bir molekül olacağını düşünüyorum."
Yeni kas oluşumunu tetikleyen ilk ilaç
Özellikle
yaşlılıkla beraber görülen, ayrıca obezite tedavisi sonrası aşırı kilo vermenin
ardından gelişen kas erimesinde etkili olan ilacın ise dünyada ilk kez yeni kas
oluşumunu da sağlayıcı etkisiyle öne çıkacağını kaydeden Prof. Dr. Türkez, “Bu
laboratuvarda, kas erimesini bloke edici ve sadece bloke etmekle kalmayıp
aksine kas kütlesini artırıcı bir mekanizma üzerinde çalıştık. Çünkü kas
hücrelerini yeniden programlanmasını sağlayan anahtar hedeflere yönelik bir
aktivatör geliştirdik. Bu hedeflerle yaşlanmada bırakın kas kaybına veya kas
kütlesinin gücünün azalmasına, mevcut kas kütlesini beslenme ve diyet, egzersiz
olmaksızın dahi artırma potansiyeli olan bir molekül bulduk" dedi.
"Binde 6'lık bir olasılığı üç kez sağladık"
Küresel
olması hedeflenen yeni bir ilaç üzerinde çalışırken uluslararası standartları
karşılamanın çok zor olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Türkez, “Bir molekülün
laboratuvarda sentezlendiği andan ilk insan denemesi olan Faz 1'e gireceği
zamana kadarki süreçte yaklaşık olarak 26 tane temel kriteri sağlamanız
gerekiyor. 26 farklı parametreyi aynı anda sağlama olasılığı binde 6. Biz bugün
İstanbul Ataşehir'in göbeğinde kurulan bu laboratuvarda, 100 kişilik bir ekiple
bu binde 6'lık olasılığı, tam üç kere sağladık aynı anda. Hem Alzheimer, hem
kas erimesi hem de prostat kanseriyle ilgili geliştirdiğimiz yolaklar, tespit
ettiğimiz hedefler dünya için çok yeni. Uluslararası pek çok ilaç firmasının da
dikkatini çekti ama biz onlarla olan işbirliğini bir kenara bırakıp, tamamıyla
'fikirden ürüne' giden yolunun hepsini bu ülkenin olanaklarıyla tamamlamak
istiyoruz. Ümit ediyorum ki çok yakın bir zamanda Türk mührünü yerli ve milli
ilaçlar olarak dünya pazarında kendi firmalarımız aracılığıyla görme imkanımız
olacak." ifadelerini kullandı.