Sağlık ekonomisi, yapay zekanın yükselişiyle yeni bir döneme adım atıyor. Axel Sağlık Çözümleri Kurucusu Ayşen Şentürk, sürece dair değerlendirmelerini paylaşırken, Türkiye'nin küresel ölçekteki potansiyeline dikkat çekti. Şentürk, "Türkiye, sağlık teknolojisi değerlendirme merkezi haline gelebilir" dedi.
Eğitim programları, danışma kurulları ve çalıştaylarla kamu-özel
sektör arasında köprü kurarak Türkiye'nin sağlık politikalarının gelişiminde
etkin rol oynadıklarını belirten Şentürk, sektöründeki gelişmelere dair şu
açıklamada bulundu:
“Sağlık ekonomisi, yapay zekanın
yükselişiyle birlikte tarihinin en köklü dönüşümlerinden birini yaşıyor. Klinik
verilerden ilaç geri ödeme politikalarına, tıbbi cihaz değerlendirmelerinden
hasta yolculuğu analizlerine kadar pek çok alanda yapay zeka, sağlık
sistemlerinin karar süreçlerini yeniden şekillendiriyor. Klinik verilerin
makine öğrenimi algoritmalarıyla analiz edilmesi, ilaçların etkili, güvenli ve
maliyet etkin profillerinin daha doğru tahmin edilmesini sağlıyor. Bu sayede
hem kamu otoriteleri hem de özel sektör, bütçe etkisi analizlerini çok daha
hızlı ve kanıta dayalı biçimde gerçekleştirebiliyor. Geleneksel olarak aylar
süren modelleme çalışmaları, yapay zeka destekli algoritmalarla artık günler
içinde tamamlanabiliyor."
2017'de Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği
(SADER) tarafından 'Sağlık Ekonomisi ve Tıbbi Cihaz Sektörünün Sağlık
Ekonomisindeki Yeri' başlıklı sunumu ile onur konuğu ödülü aldığını belirten
Şentürk, “Tıbbi cihaz alanında da benzer bir
dönüşüm yaşanıyor. Sensör tabanlı veriler, hasta takip sistemleri ve uzaktan
izleme teknolojileri sayesinde gerçek yaşam verileri artık ekonomik modellerin
ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Bu gelişme, yalnızca maliyet
hesaplamalarını değil, aynı zamanda sağlık hizmetlerinin etkililik temelli geri
ödeme kararlarını da doğrudan şekillendiriyor. Türkiye, bu alanda güçlü bir
potansiyele sahip. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun dijital veri tabanları, e-nabız
sistemi ve ulusal sağlık kayıt altyapısı, yapay zeka temelli ekonomik
modellemeler için önemli bir zemin oluşturuyor. Bu potansiyelin doğru yönlendirilmesi
halinde Türkiye sağlık teknolojisi değerlendirme merkezi haline
gelebilir" dedi.
Türkiye'de edindiği deneyimi uluslararası düzeye taşımak
üzere ABD'de yapay zeka tabanlı sağlık ekonomisi çalışmaları geliştirmeyi
hedeflediğini belirten Şentürk, “Yapay
zekanın uluslararası düzeydeki etkileri de dikkat çekiyor. Avrupa ve ABD'de
geri ödeme kurumları, artık yapay zeka destekli farmakoekonomik analizleri
karar süreçlerine dahil etmeye başladı. Klinik sonuçlar, hasta memnuniyeti
skorları ve maliyet analizleri bir arada değerlendiriliyor. Bu sayede hem
ilaçların hem de tıbbi cihazların geri ödeme kararları daha şeffaf, öngörülebilir
ve adil hale geliyor. Yeni girişimlerimizle veri bilimi, etik değerlendirme ve
ekonomik modellemeyi bir araya getirerek sağlık sistemlerinde
sürdürülebilirliği desteklemeyi amaçlıyorum. Temel vizyonum veriye dayalı karar
alma kültürünü güçlendiren, kamu ile özel sektör arasındaki güven köprüsünü
uluslararası düzeyde genişletmek. Türkiye'nin sağlık ekonomisindeki dönüşümü
artık yalnızca yeni teknolojilerle değil, bu teknolojileri ekonomik değer
yaratma sürecine entegre eden benim gibi uzmanlarla mümkün görünüyor. Ben de
yürüttüğüm çalışmalarla bu süreçte Türkiye'nin yapay zeka destekli sağlık
politikaları geliştirme potansiyelini dünyaya taşımaya hazırlanıyorum"
diye konuştu.
Şentürk son olarak İskoçya’da
düzenlenen Avrupa Uluslararası Farmakoekonomi ve Sağlık Sonuçları Araştırmaları
(ISPOR) Kongresi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Kongrede, sağlık
ekonomisi ve teknolojisi alanında yapay zekanın yükselişinin ele alındığını
belirten Şentürk, “ISPOR her yıl Avrupa'nın bir
şehrinde, sağlık ekonomisi konularının tartışıldığı ve farmakoekonomik
araştırmalarının sunulduğu kar amacı gütmeyen bir topluluktur. Her yıl kasım
ayında yapılan kongreye özellikle özel sektörden ilaç firmaları temsilcileri ve
tıbbi cihaz alanından çalışanlar katılır. Bu kongrelere katılarak, sağlık
ekonomisi alanında güncel eğilimleri izleyerek Türkiye'deki kendi çalışmalarımıza
yön verebiliyoruz. İlave olarak bu kongreye katılarak dünyadaki gelişmeleri
takip ederek, ilaç ve tıbbi cihazlarda fiyatlandırma ve geri ödeme stratejileri
planlarken kıyaslama / argüman oluşturmak bakımından faydalı oluyor” dedi.