“Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında Roche İlaç Türkiye’nin katkılarıyla hazırlanan “Erken Evre HER2+ Meme Kanserinde Kişiselleştirilmiş Tedavi Yaklaşımlarının Klinik, Ekonomik ve Toplumsal Değeri” araştırması, erken tanı ve kişiselleştirilmiş tedavi stratejilerinin hem birey hem toplum düzeyinde yarattığı çok boyutlu katkıyı gözler önüne serdi.
Kadınların
Sağlıklı ve Üretken Yaşam Yılları Artıyor
Meme
kanseri, Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser türü olmaya devam ediyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, her 100 bin kadından 43’ü meme kanseri tanısı
alıyor.
Erken evrede doğru tedaviye ulaşan hastalarda sağ kalım oranları yükselirken,
kadınların iş ve sosyal yaşama daha hızlı dönebildiği, üretkenliklerinin
arttığı ve yaşam kalitelerinin belirgin biçimde iyileştiği görülüyor.
Başkent
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Simten Malhan ve Ankara
Şehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur
tarafından hazırlanan çalışma, erken evre HER2 pozitif meme kanserinde
kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarının klinik, ekonomik ve toplumsal
değerini bilimsel verilerle ortaya koyuyor.
10 Yılda
3.859 Kadında Metastaz Önlenebilir
Araştırma
bulgularına göre, kişiselleştirilmiş tedavi stratejileri sayesinde 2019–2030
döneminde yaklaşık 3.859 kadında metastaz gelişiminin önlenebileceği
öngörülüyor.
Bu sonuç yalnızca yaşam süresinin uzaması değil, aynı zamanda kadınların
sağlıklı ve üretken yaşam yıllarının artması anlamına geliyor.
Modelleme
sonuçlarına göre, 102.183 yaşam yılı,
79.877 kaliteye ayarlanmış yaşam yılı,ve 63.294 üretken yaşam yılı kazancı
sağlanabiliyor.
Bu
tablo, erken tanı ve kişiselleştirilmiş tedavilerin “geri kazanılmış yaşam ve
toplumsal katkı” açısından ne kadar güçlü bir etki yarattığını açıkça
gösteriyor.
25,4 Milyar
TL’lik Ekonomik Tasarruf Potansiyeli
Çalışmanın
ekonomik analizine göre, meme kanseriyle ilişkili toplam maliyetin yaklaşık
yüzde 75’i dolaylı maliyetlerden (iş gücü kaybı, üretkenlik azalması, bakım
masrafları vb.) oluşuyor.
Erken
evrede doğru tedaviye erişimin stratejik önemi burada net şekilde ortaya
çıkıyor:
Araştırmaya göre kişiselleştirilmiş tedaviler sayesinde:
Sağlık
sistemi genelinde 10 yılda 25,4 milyar TL doğrudan maliyet tasarrufu,
7,1
milyar TL tutarında dolaylı tasarruf (ulaşım, bakım gibi tıbbi olmayan
kalemlerde) sağlanabiliyor.
Bu
veriler, erken evre tedavilerin yalnızca hastalara değil, ülke ekonomisine de
önemli katkı sunduğunu kanıtlıyor.
Ekonomik
Güçlenme, Sosyal Katılım ve Sürdürülebilir Sağlık Sistemi
Raporun
makroekonomik bulguları, erken evre tedavilerin etkisinin yalnızca sağlık
bütçesiyle sınırlı olmadığını gösteriyor.
Tedavi gören bireylerin iş gücüne daha hızlı dönmesi, üretkenlik kaybının
azalması; vergi gelirleri ve sosyal güvenlik primleri açısından da
sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.
Prof. Dr.
Malhan “ Kişiselleştirilmiş Tedaviler Sağlık Sisteminin Geleceğine Yapılan
Stratejik Bir Yatırımdır”
Prof.
Dr. Simten Malhan, konuyla ilgili değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Erken
evre meme kanserinde kişiselleştirilmiş tedavilere yapılan yatırımlar, uzun
vadede sağlık sisteminin geleceğine yapılan stratejik bir yatırımdır. Bu
tedaviler metastatik hastalık yükünü azaltarak hem doğrudan sağlık
harcamalarını düşürüyor hem de dolaylı maliyetlerde belirgin iyileşme sağlıyor.
Kadınların iş ve sosyal yaşamlarına daha hızlı dönebilmesi, bakım ihtiyacının
azalması bu yaklaşımın toplumsal değerini açıkça ortaya koyuyor.
Sağlık ekonomisi perspektifinden bakıldığında, erken evre tedaviler
sürdürülebilir sağlık sisteminin ve uzun vadeli refah artışının en önemli
bileşenleri arasında yer alıyor.”
Malhan,
25 milyar TL’yi aşan ekonomik katkının Ar-Ge, inovasyon ve klinik araştırmalar
yoluyla sağlık ekosistemini güçlendirecek yeni yatırımlara kaynak
oluşturabileceğini de vurguladı.
“Kişiselleştirilmiş
Tedavi, Kadınlara Daha Uzun ve Kaliteli Yaşam Sunuyor”
Araştırmanın
klinik yönünü değerlendiren Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur, erken tanı ve
kişiselleştirilmiş tedavinin hasta yaşamına etkisini şöyle anlattı:
“Erken
tanı meme kanserinde tedavi başarısının en kritik adımı. Ancak asıl fark, her
hastanın tıbbi ve kişisel ihtiyaçlarına göre planlanan kişiselleştirilmiş
tedavilerle ortaya çıkıyor. Bu sayede hastalığın metastatik evreye ilerlemesi
önlenebiliyor; kadınlar hem daha uzun hem de daha kaliteli bir yaşam sürüyor.
Bu yaklaşım yalnızca klinik sonuçları iyileştirmekle kalmıyor, kadınların
günlük yaşamlarını, sosyal rollerini ve üretkenliklerini sürdürebilmelerini de
mümkün kılıyor.”
Erken Tanı ve
Kişiselleştirilmiş Tedavi, Toplum Sağlığının Anahtarı
Elde
edilen veriler, erken evre HER2+ meme kanserinde kişiselleştirilmiş tedavilerin
yalnızca bireysel değil, toplumsal refahı artıran bir sağlık yatırımı olduğunu
kanıtlıyor.
Kadınların yaşam kalitesini yükselten, sağlık sistemini sürdürülebilir kılan bu
yaklaşım; geleceğin sağlık politikalarında da önemli bir yön gösterici olarak
öne çıkıyor.