Ankara'da yaşayan Kezban Arkan'ın (63) 4 yıldır süren bel, kalça ve bacak ağrıları, yıllarca tedavi görmesine ve ameliyat olmasına rağmen geçmedi. Arkan, Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde uygulanan 'ağrı pili' yöntemiyle sağlığına kavuştuğunu söyledi.
Kaynak: DHA
Kentte
yaşayan 3 çocuk annesi Kezban Arkan, yaklaşık 4 yıldır süren bel fıtığı, kalça
ve bacak ağrıları nedeniyle defalarca ameliyat olmasına ve fizik tedavi gördüğü
halde olumlu sonuç alamadı. Farklı tedavi yöntemleri uygulanmasına rağmen
ağrıları süren Arkan'a son çare olarak Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Algoloji
Kliniğinde 'ağrı pili' tedavisi uygulandı.
Kronikleşmiş
ağrıları nedeniyle oturmakta, yürümekte ve günlük işlerini yapmakta güçlük
çeken Arkan, geçen hafta uygulanan tedavi sonrası uzun yıllar sonra ilk kez
ağrısız bir hayata kavuştu.
Ankara
Bilkent Şehir Hastanesi Algoloji Kliniği Eğitim ve İdare Sorumlusu Prof. Dr.
Yavuz Akçaboy, tedavi edilemeyen bel ve boyun cerrahisi, dolaşım bozuklukları,
omurilik ve sinir yaralanmalarının omuriliğe yerleştirilen 'ağrı pili' ile
ortadan kaldırıldığını söyleyerek, "Ağrı pili bizim en güvendiğimiz, en
önem verdiğimiz tedavi yöntemlerinden biri. Hastanın ağrılı olan bölgelerine
gelecek şekilde, 'epidural' alan dediğimiz orta hattan anatomik boşluğa bir
kablo, bir tel yerleştiriyoruz. Yaklaşık 1-2 santimlik kesiyle elektrotlar
yerleştiriliyor ve o telleri bir pile bağlıyoruz. Pilden de o tellere, o
kablolara bir türlü elektrik akımı gitmesini sağlıyoruz. Bu giden elektrik
akımı da hastanın ağrılı olan bölgelerine ulaşarak ağrılı olan bölgedeki hissin
beyne gitmesini engelliyor. Böylece hastada bir ağrısızlık durumu ortaya
çıkıyor. Patoloji ortadan kalkmıyor, problem ilerlemiyor ama hastanın o
patolojiden, o problemden dolayı ağrı duyması engelleniyor. Böylece ağrısız
yeni bir hayat başlamış oluyor. Şu anda bildiğimiz bel bacak ağrılarında, kol
ağrılarında, boyun ağrıları dediğimiz fıtıklara bağlı ağrılarda, kanser
tedavisi sonrasında gelişmiş ve kalmış olan nöropatik ağrılarda etkili
olabiliyor. 'Fantom' ağrısı dediğimiz, 'hayalet ağrı' diye tabir edilen ağrıda
etkili olabiliyor. 'Angina' dediğimiz geçmeyen göğüs ağrılarında etkili
olabiliyor. Kullanılan yöntemler ve yerler her geçen gün artmakta. Çok daha
fazla hastaya faydalı olmakta bu yöntem. Bu yöntem her hasta için uygun ancak
tek başına karar veremiyoruz; fizik tedavi, rehabilitasyon, beyin cerrahisi
bölümlerinin yönlendirmesi ile karar veriyoruz" dedi.
"Yüzde
90-100 oranında iyileşme sağlıyoruz"
Prof.
Dr. Akçaboy, kendilerine, yeni bir ameliyatla değişmeyecek durumda olan
hastaların geldiğini de söyleyerek, "Yıllar süren, geçmeyen, çeşitli
tedavilere yanıt vermeyen ağrılara kronik ağrılar diyebiliriz. Hastalarımız bu
şekilde geliyorlar. Bir zaman sonra hastada bu ağrı artık kronikleştikçe hayat
kalitesi azalmaya başlıyor. Olay kronik hale varınca sosyal aktiviteler
azalıyor. Hastanın bel ağrısı var, bacak ağrısı, fıtık veya darlığı var.
Defalarca beyin cerrahisi tarafından ameliyat ediliyor, çeşitli enstrümanlar
takılıyor, çiviler takılıyor, yeni ameliyatlar oluyorlar, ilaçları maksimum
dozda kullanıyorlar. O yüzden bu son çare gibi bir şey aslında. Biz bu işlemi
yaptıktan sonra, henüz pili deri altına yerleştirmeden hastayı evine
gönderiyoruz. Hastanın günlük yaşantısına dönmesini istiyoruz. Yemek yapmasını,
yol yürümesini istiyoruz. Bu bir haftanın sonucunda hastaya pilden
memnuniyetlerini soruyoruz. Hasta, 'yüzde 50 oranında ağrım azaldı' derse, biz
bunu olumlu düşünüp kalıcı pili deri altına yerleştiriyoruz. Ama örneğin 'Yüzde
10-15 fayda gördüm' derse o zaman bu pilin etkili olmadığını düşünüyoruz.
Kliniğimizde çoğu zaman hastalarda yüzde 90-100 oranında iyileşme hali
sağlıyoruz" diye konuştu.
"Yeniden
doğmuş gibiyim"
Kezban
Arkan ise ağrılarının 4 yıl önce başladığını belirterek, "İlk başta boyun
fıtığım oldu; ağrılarım çok fazlaydı. Ondan sonra ameliyat oldum. Ardından
belimde ve kalçamda ağrı başladı. Ağrılar bacağıma vurdu, sürekli ayağım
uyuşuyordu. Fizik tedaviye başladım ama geçmedi. Sürekli ağrıyla yaşıyordum.
Hiç mutlu değildim. Hiçbir şeyden tat alamıyordum, yaşamaktan tat alamıyordum.
Sırtüstü yatamıyordum. Hep yüzüstü yatıyordum. Son çare olarak 'ağrı pili'ni
denedik. Geçen hafta önce geçici pili taktılar ardından kalıcı pili
yerleştirdiler. Şu an gerçekten çok iyiyim. Dünyaya yeniden gelmiş, yeniden
doğmuş gibiyim şimdi. Bundan sonra hayata yeni başlıyorum. Hiç gezemiyordum,
artık gezeceğim" dedi.