Madde bağımlılığı ile mücadelenin sadece bireysel değil, toplumsal da olması gerektiğinin altını çizen İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, bağımlılıkla mücadelede öncelikle bağımlılıktan korunmaya yönelik toplumda bilinç yaratılması gerektiğini söyledi. Madde bağımlılığı ile mücadelede ailenin alması gereken önlemlere dikkat çeken Prof. Dr. Hülya Ensari, “Ailelerin çocukları yetiştirirken güvene dayalı bir bağ ve ilişki kurarak; ilerde hayır diyebilecek özgüvene sahip bireylerin yetişmesine özen göstermesi gerekir. Çocukluktan itibaren kendilerini ifade etmelerine ve duygularını paylaşabilmelerine imkân sağlanmalıdır. Ailelerin çocuklarının davranışlarındaki değişiklikleri takip edebilmeleri ve arkadaş çevrelerini tanıması çok önemlidir” dedi.
İstanbul Atlas Üniversitesi
Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Ensari, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu
Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada madde
bağımlılığı ile mücadelede yapılması gerekenlere ilişkin değerlendirmede
bulundu.
Prof.
Dr. Hülya Ensari, “Bağımlılık, bir nesneye, maddeye veya davranışa
karşı kişinin kontrolünü kaybedecek düzeyde güçlü istek duyması, onu
tekrarlayıcı biçimde kullanması ya da gerçekleştirmesi ve bu durumun kişisel,
sosyal ve mesleki yaşamını olumsuz etkilemesi olarak tanımlanır” dedi.
Bağımlılığın pek çok çeşidi
var
Bağımlılığın kimyasal bir maddenin kullanımına
bağlı gelişebileceğini belirten Prof. Dr. Ensari, “Tütün ve türevleri
bağımlılığı, alkol bağımlılığı, amfetamin, kokain, metamfetamin gibi uyarıcı
madde bağımlılığı; eroin, morfin, esrar gibi uyuşturucu madde bağımlılığı
şeklinde olabilir. Veya tiner, bali gibi uçucu madde; kannabinoid (bonzai) gibi
sentetik madde bağımlılığı, benzodiazepinler gibi de yatıştırıcı hipnotik madde
bağımlılığı şeklinde de görülebilir. Bir de davranışsal bağımlılıklar var olup;
bunlar arasında da kumar bağımlılığı, oyun bağımlılığı, internet ve sosyal
medya bağımlılığı, alışveriş bağımlılığı, cinsel davranış bağımlılığı yer
almaktadır” dedi.
Madde kullanım bozukluğunda
belirtilere dikkat!
Madde bağımlılığının
kriterleri olduğunu belirten Prof. Dr. Hülya Ensari, DSM-5 (Amerikan
Psikiyatri Birliği’nin Tanı ve İstatistik El Kitabı,5.baskı) kriterlerine göre
madde bağımlılığının ‘madde kullanım bozukluğu’ olarak tanımlandığını söyledi.
Prof.
Dr. Hülya Ensari, madde kullanım bozukluğunda aşağıdaki belirtilerden
en az iki tanesinin bir yıllık dönmede eş zamanlı görülmesi gerektiğini
kaydederek bunları şöyle sıraladı:
-Maddenin genellikle
planlanandan daha uzun süre veya daha fazla miktarda kullanılması,
-Bırakmak veya kontrol
altına almak için sürekli bir istek ya da başarısız girişimlerin olması,
-Maddeyi elde etmek,
kullanmak ya da etkisinden kurtulmak için çok zaman harcanması,
-Madde kullanımı için güçlü
bir istek (craving) veya dürtü duyulması,
-Madde kesilince yoksunluk
belirtileri yaşanması,
-Yoksunluğu önlemek için
madde tekrar tekrar kullanılması,
-Aynı etkiyi sağlamak için
daha fazla madde alma ihtiyacı doğması, tolerans gelişmesi,
-Maddenin kullanımına bağlı
fiziksel veya psikolojik sorunlar yaşamasına rağmen madde kullanımına devam
edilmesi,
-Sosyal, mesleki
işlevsellikte belirgin bozulma olması.
Bağımlılık bütüncül bir
yaklaşımla tedavi edilmelidir
Bağımlılığın günümüzde
nörobiyolojik bir beyin hastalığı olarak tanımlandığını ve bütüncül bir
yaklaşımla tedavi edilmesi gerektiğini ifade eden Prof.
Dr. Hülya Ensari, şunları söyledi:
“Tüm bağımlılıklardaki ortak
özellik, kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal anlamda yaşamında ciddi zarar
görmesine rağmen, madde kullanımını durduramaz ve tüm zararlara rağmen madde
kullanmayı sürdürmesidir. Bağımlılık bugün artık genetik, psikososyal ve
çevresel faktörlerden etkilenen; beynin özellikle prefrontal kortex ve ödül
sistemi ile ilgili değişim gösterdiği bir nörobiyolojik beyin hastalığı olarak
tanımlanmaktadır. Bağımlılık sadece fiziksel değil, çevresel ve davranışsal
süreçlerin de bir arada işlediği karmaşık bir durum olarak karşımıza çıkması
nedeniyle tedavisi de tıbbi, psikolojik, davranışsal ve psikososyal birçok
müdahaleyi içeren bütüncül bir yaklaşım gerektirir.”
Toplumsal bilinç
oluşturulmalı
Bağımlılıkla mücadelenin
sadece bireysel değil, toplumsal da olması gerektiğini vurgulayan Prof.
Dr. Hülya Ensari, “Madde bağımlılığı dahil olmak üzere tüm
bağımlılıkların tedavi edilebilir bir beyin hastalığı olduğunu kabul edip; bu
hastalığın sadece bireysel değil ailevi, sosyal, ekonomik ve suça meyil gibi
toplumsal birçok olumsuz sonucu da getirmesi nedeniyle topyekûn bir toplumsal
bağımlılıkla mücadele gereklidir. Bağımlılıkla mücadelede öncelikle
bağımlılıktan korunmaya yönelik toplumda bilinç yaratılması gerekir” uyarısında
bulundu.
Çocukla güvene dayalı bir
bağ ve ilişki kurulmalı
Madde bağımlılığı ile
mücadelede ailenin alması gereken önlemlere dikkat çeken Prof.
Dr. Hülya Ensari, “Ailelerin çocukları yetiştirirken güvene dayalı
bir bağ ve ilişki kurarak; ilerde hayır diyebilecek özgüvene sahip bireylerin
yetişmesine özen göstermesi gerekir. Çocukluktan itibaren kendilerini ifade
etmelerine ve duygularını paylaşabilmelerine imkân sağlanmalıdır. Ailelerin
çocuklarının davranışlarındaki değişiklikleri takip edebilmeleri ve arkadaş
çevrelerini tanıması çok önemlidir” dedi.
Okullarda, öğrencilere stres
yönetimi konusunda rehberlik verilmesi, sosyal etkinliklere ve spor
faaliyetlerine katılım özendirilmesi, erken davranışsal veya iletişim sorunları
halinde rehber öğretmenler tarafından aile ile iletişim sağlanarak erken destek
almalarının sağlanması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Hülya Ensari, “Medya
iletişim kanalları aracılığı ile bağımlılığın her türünü özendirici içeriklerin
paylaşımından kaçınılmalı; bağımlılığı önleyici yayınlar yapılması
özendirilmelidir. Yerel yönetimler ve
sivil toplum kuruluşları iş birliği içinde bağımlılıkla mücadele kampanyaları
düzenlemelidir” dedi.
Bağımlı olma, özgür ol
Prof.
Dr. Hülya Ensari, sözlerini şöyle tamamladı: “Toplumda önleyici
faaliyetlerin yanı sıra bağımlılığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğu
bilincinin yaygınlaştırılması, bağımlılık tedavisi için ruh sağlığı ve
hastalıkları uzmanı bulunan en yakın sağlık kuruluşundan danışmanlık ve destek
alabilecekleri, Sağlık Bakanlığı Alo 191 uyuşturucu ile mücadele danışma ve
destek hattına 7 gün 24 saat ücretsiz, bilgilerin gizli tutularak destek
alabilecekleri, yine Yeşilay ve YEDAM gibi merkezlere başvurabilecekleri
duyurulmalıdır. Bu amaçla, her yıl Birleşmiş Milletler tarafından 26 Haziran “Uyuşturucu
Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” olarak tüm dünyada madde
bağımlılığına karşı toplumsal bilinci arttırmayı hedefleyen bir gün olarak
kutlanmaktadır. Gelin biz de hep beraber bugün, ‘Bağımlı Olma, Özgür Ol’
diyelim.”