Türkiye’de milyonlarca kişi asgari ücret seviyesine sıkışmış durumda. Oysa asgari ücret, herkesin standardı değil, en düşük seviye olmalı. Gerçek sorun ücrette değil; eğitimden iş kültürüne, aile tutumlarından çalışma sistemine kadar her alanda yaşanan yapısal bozuklukta.
Asgari Ücret Çıkmazı: Sorun
Ücrette Değil, Sistemde
Türkiye’de yıllardır tartışılan bir konu var: asgari ücret. Sendikalar
ve çalışan temsilcileri, yüksek enflasyona karşı haklı bir mücadele veriyor.
Ancak gözden kaçan önemli bir gerçek var: Asgari ücret, kelime anlamıyla en
düşük seviyeyi ifade eder. Bugün ise toplumun büyük bölümü bu seviyeye mahkûm
edilmiş durumda.
Bu durum çalışanı koruyormuş gibi görünse de gerçekte gelişimin önünü
kapatan bir sosyolojik çıkmaz yaratıyor. Çünkü artık kimse kendine şu soruyu
sormuyor:
“Daha fazlasını hak etmek için kendime ne katıyorum?”
Üniversite Mezunuyuz Ama
Mesleksiziz
Herkesi üniversiteli yaptık ama kimseye meslek öğretemedik. Binlerce
genç teorik bilgilerle mezun oluyor, fakat pratik yetenekleri olmadığı için iş
yerinde yeniden yetiştirilmek zorunda kalıyor. Bu eğitim yükünü iş yerindeki
tecrübeli çalışanlar üstleniyor; fakat sistem onların eğitim verdiğinin bile
farkında değil.
Devlet okuldaki öğretmene maaş verirken, iş yerinde çalışanı yetiştiren
“eğitici uzmanlara” hiçbir destek sunmuyor.
Eğitim Sistemi Değişmeli, İş
Yeri Eğitimleri Tanınmalı
Eğer toplum olarak refahı artırmak istiyorsak, eğitim sistemi ile iş
dünyası arasındaki kopukluk giderilmeli.
İş yeri eğitimleri devlet tarafından teşvik edilmeli, “işçi eğitim
tazminat primi” gibi yeni bir model hayata geçirilmeli.
Bu sayede nitelikli çalışan yetişir, işveren yükü hafifler, çalışma
hayatı daha sürdürülebilir olur.
Aileler de Gençlerin Yolunu
Tıkamamalı
Ailelerin büyük bölümü, iyi niyetle de olsa, gençlerin hayallerini
bastırıyor. Risk almalarını engelliyor, kendi yaşadıkları hayatı gençlere
dayatıyor. Bu yüzden gençler iş dünyasına hazırlıksız başlıyor.
Gerçek tecrübe aktarımı yapılmadığı için, genç-orta yaş-kuşaklar
arasında kopukluk büyüyor.
Eski Bonservis Sistemi Modernize
Edilmeli
Eskiden çalışan, tecrübesinin karşılığını bonservis sistemiyle alırdı.
Bu model bugün aynen geri gelmese de modernize edilerek çalışma hayatının
yeniden parçası olabilir. Böylece çalışan yetkinliği daha görünür hâle gelir,
ücret adaleti dengelenir.
Asgari Ücret Kime Verilmeli?
Asgari ücret;
mesleği olmayan, tecrübesi olmayan, henüz işin başında olanlar için
gerçek taban olmalı.
Toplumun yüzde 60’ının aynı ücrete sıkışması ne çalışanı geliştirir ne
işvereni yatırım yapmaya teşvik eder. Bu nedenle asgari ücret herkesin maaşı
olmaktan çıkmalı; yetkinlik arttıkça gelir de artmalı.
Sonuç: Sorun Devlette veya İşverende Değil, Sistemde
Bugün herkes şikâyet ediyor ama çok az kişi şu soruyu soruyor:
“Ben bu işletmede daha fazla ücret alabilmek için ne yapıyorum?”
Asgari ücret tartışması ancak eğitim, iş kültürü, aile yapısı ve
çalışma sisteminin tamamı birlikte ele alınırsa anlam kazanır.
Çünkü mesele rakam değil; emek, nitelik ve gelişim meselesidir.