Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "11. Tıp Kurultayı ve TÜSEB Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni"nde konuştu. Erdoğan, sağlık alanında birçok yatırım, proje, ve devrim niteliğinde reformun hayata geçirildiğini belirterek, 13 yeni şehir hastanesinin de yapım aşamasında olduğunun müjdesini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür
Merkezi'nde düzenlenen, 11. Türk Tıp Dünyası Kurultayı ve TÜSEB Aziz Sancar
Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni'nde konuştu.
Konuşmasına salondakileri selamlayarak başlayan Erdoğan,
"Sizlerin şahsında doktorundan hemşiresine, ebesinden hasta bakıcısına,
laborantından teknisyenine, kamuda ve özelde milletimize hizmet eden her bir
sağlık personelimize selamlarımı, muhabbetlerimi gönderiyorum." ifadesini
kullandı.
11. Türk Tıp Dünyası Kurultayı çerçevesinde tertiplenen 2025
TÜSEB Aziz Sancar Bilim, Hizmet ve Teşvik Ödülleri Töreni'ne katılmaktan
memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milletin evinde bu
anlamlı ve güzel buluşmaya vesile olan Sağlık Bakanlığımıza, Sayın Bakana ve
ekibine ayrıca Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığımıza teşekkür ediyorum.
Yurt dışından ülkemize, kurultayımıza ve ödül merasimimize teşrif eden
katılımcılara, 'Başkentimiz Ankara'ya hoş geldiniz, şeref verdiniz'
diyorum." diye konuştu.
Kurultay çerçevesinde düzenlenen Üreten Sağlık İş
Forumu'ndan çıkan sonuçların başta sağlık sektörü, üniversiteler ve Türk sağlık
bilimi olmak üzere millet için hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, şöyle devam
etti:
"Farklı kategorilerde TÜSEB ödüllerine layık görülen
bilim insanlarımızı, değerli hekimlerimizi canıgönülden tebrik ediyorum. Bu
sene ebediyete intikal eden ve adına ödül takdim edeceğimiz Prof. Dr. Gazi
Yaşargil hocamızla birlikte tıp bilimine katkıda bulunmuş ancak şimdi aramızda
olmayan hocalarımızı ve doktorlarımızı da bu vesileyle rahmetle, şükranla yad
ediyorum. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın iftihar ettiği bilim insanı,
kıymetli Aziz Sancar hocamıza da hayırlı ve uzun ömürler diliyor, Nobel Ödülü
alacak daha nice çalışmalara imza atacağına yürekten inanıyorum.
Yeryüzünde insan hayatından, insanın sağlıklı, onurlu, özgür
bir hayat sürmesinden daha kıymetli bir şey yoktur. İnsanın asli varlığına
musallat olan marazları ortadan kaldırmak, insan bedenini ve ruhunu sağlıklı
kılmak, yaralarını sarmak, hastalıklarını iyileştirmek, acılarını dindirmek
meselesi insanlık tarihi kadar eskidir. Deva ve şifa arayışı yeryüzünde insanla
başlamıştır ve devam etmektedir. Esasında bütün kadim geleneklerin, bütün dinlerin,
bütün köklü düşünce ve felsefe akımlarının nihai amacı insanın konumunu
muhafaza etmektir. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' diyen ecdadımız, insanı
yaşatmayı merkeze alırken sadece devletin bekası ve sosyal devlet anlayışının
altını çizmekle kalmamış asırlar önce kadim bir hakikati de dile
getirmiştir."
"Tıp İlmindeki
Gelişmeler İnsanlığın Ortak Kazanımıdır"
"Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"
diyen bir hayat felsefesinden ancak kurucu ve kuşatıcı bir sağlık anlayışının
zuhur edebileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, doktor, hekim ve tabip
kelimelerinin kökenlerinde ve mana evreninde iyileştirme, selamete çıkarma
anlamları olduğu kadar, bilgelik ve hizmetle birlikte halden anlama
vasıflarının bulunmasının boşuna olmadığını vurguladı.
Eski Türk tıbbında "otacılar" olarak
isimlendirilen zümrenin aynı zamanda bilge kişiler olmasının, ancak bu hakikatle
izah edilebileceğini belirten Erdoğan, "Bu arka plan temelinde şu hususu
önemle vurgulamak istiyorum, tıp ilmindeki gelişmeler, yenilikler, buluşlar,
keşifler hangi milletten, hangi devletten, hangi kuruluştan doğarsa doğsun,
kaynağı neresi olursa olsun insanlığın ortak malıdır, ortak kazanımıdır, ortak
sevincidir." açıklamasını yaptı.
İnsanlık kadar eski bu ilkenin, çağın kar odaklı anlayışında
geçmişe kıyasla zemin kaybettiğinin görüldüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Para kazanmayı, rantı, çıkarı, kar hırsını teşvik eden kapitalist sistem
hayatın pek çok alanı gibi tıpla ilgili paradigmayı da dönüştürüyor. İnsanlığın
karşılaştığı modern açmazlardan biri, sağlık sektörünün yanında onu domine
edenlerin sınıfsallaşarak, kendilerini geniş kitlelerden ayrı ayrıcalıklı bir
katman gibi görmeleridir." ifadelerini kullandı.
Bir diğer hususun da tıptaki gelişmelerin insanın hayrına ve
insan hayatının kurtarılması için kullanılacağı yerde aksi istikamette
kullanılması olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunun tıp ilminde ve tabiplik mesleğinde yol açtığı
sıkıntıları siz kıymetli bilim insanlarımızın takdir ve değerlendirmesine
bırakıyorum. Kadim tıp bilimini bilançolara sığdırmaya çalışmanın yanlışlığını
en iyi sizler biliyorsunuz. Fakat ben burada bir gerçeği, açık ve net
söylemek durumundayım. Ataların ifadesiyle, sağlığı olanın umudu, umudu olanın
her şeyi var demektir. Yani sağlık her işin başıdır. Mutlu, huzurlu bir hayatın
temel şartıdır. Gerçekten de şayet sağlığınız yerindeyse gerekirse taşı sıkar,
suyunu çıkartır, bir şekilde hayatınızı idame ettirirsiniz. Ama sağlığınızı
kaybetmişseniz tüm dünya size altın tepside sunulsa bile gözünüzde hiçbir
kıymeti olmaz.
Bunu bilhassa şunun için söylüyorum, hastalanan her insanın
kendini tedavi ettirme imkanı bulamadığı, nihai ürüne dönüşen tıbbi
gelişmelerin insanların hizmetine eşit sunulmadığı bir dünya kabul edelim ki,
adil, eşit ve yaşanabilir bir dünya değildir. Nasıl insan hayatı sömürülemezse,
insan onuru ticarileştirilemezse, insanın sağlığı ve bunun yanında hastalığı
sömürülemez, bir pazar, meta olarak görülemez. İnsanın ruhu ve de bedeni, insan
sağlığı ve hastalığı sadece ticarete konu edilemeyeceği gibi bir tahakküm aracı
olarak da kullanılamaz. Gelinen noktada dünyanın sağlık alanında daha sıhhatli
daha rafine, İbn-i Sina ve Hipokrat çizgisine daha yakın bir bakış açısına
kavuşması gerektiği anlaşılıyor. Bunu açık yüreklilikle konuşmak, bunu
tartışmak, böyle bir dönüşüm için ön almak, risk almak, mücadele etmek
zorundayız."
"Türkiye Yüzyılı'nın Sancaktarlarından Biri de
Doktorlarımız Olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'de tam iki yıl boyunca
hastanelerin bombalanmasına, hastaların, sağlık çalışanlarının, çocukların,
hatta ve hatta kuvözdeki masum bebeklerin katledilmesine seyirci kalan bir dünyadan
böyle bir dünyaya geçmek şüphesiz kolay olmayacaktır." ifadelerini
kullandı.
İnsanlığın, bir hayatı kurtarmanın sevincini kolektif olarak
yaşadığı, dünyaya sağlıklı gelen bir bebeğin sevincini kendi sevinci olarak
gördüğü zaman dünyanın cennete dönüşeceğini belirten Erdoğan, "Biz işte
bunun için çalışıyoruz. Sizler aynı şekilde bunun için emek veriyor, çabalıyor,
ter döküyorsunuz." diye konuştu.
Erdoğan, bir insanı iyileştirmeye maddi anlamda değer
biçilemeyeceğinin altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir hayatı kurtarmanın maddi anlamda pahası ölçülemez.
Yunus Emre ne diyor: 'Bir hastaya vardın ise / Bir yudum su verdin ise / Yarın
anda karşı gele / Hak şarabın içmiş gibi.' Evet, işte tüm mesele budur. Hastaya
şifa olma bilincinin adeta genlerimize işlediği bir coğrafyanın, bir
medeniyetin varisleri olarak nerede durduğumuzu ve misyonumuzun ne olduğunu
idrak etme mecburiyetimiz var. Bizler, unutmayın, Lokman Hekim'in varisleriyiz.
Bizler Batı'da tıp ilminin temelini atan İbn-i Sina'nın varisleriyiz. Bizler
Anadolu'yu şifahanelerle ören, insanlığın şifa ve deva arayışına kurumsal
anlamda çözümler üreten büyüklerimizin varisleriyiz. Nasıl ecdadımız Anadolu'yu
şifahanelerle ilmek ilmek dokuyarak bir şifa medeniyeti inşa etmişse, nasıl
istiklal ve istikbal mücadelemizin en büyük payelerden biri tıbbiyenin olmuşsa
inşallah Türkiye Yüzyılı'nın sancaktarlarından biri de buradaki kardeşlerim
olacak, doktorlarımız, bilim insanlarımız olacak, sizler olacaksınız. Ben buna
tüm kalbimle inanıyorum. Her birinize teşekkür ediyorum. Şimdiden tebriklerimi
iletiyorum."
"1,5 Yıl İçinde
57 Bin 504 Hekim Atadık"
"İnsan merkezli siyaset anlayışımızın bir gereği olarak
son 23 yıldır sağlığa büyük önem verdik, yürüttüğümüz çalışmalarla yaygın,
kaliteli ve ekonomik bir sağlık sistemini hayal olmaktan çıkarıp halkımızın
hizmetine sunduk." diyen Erdoğan, Anayasa'nın en temel hükümlerinden olan
sosyal devlet ilkesinin rehberliğinde, ekonomik durumu iyi olmayan
vatandaşların da sağlık hizmetlerinden eşit bir şekilde istifade edebilmelerini
sağladıklarını söyledi.
Erdoğan, "İlaç almak için insanların sabahın
köründe yollara düştüğü, muayene sırası alabilmek için saatlerce kuyrukta
beklediği, parası yetmeyince hastalarımızın rehin tutulduğu günler inşallah bir
daha gelmemek üzere geride kaldı." dedi.
Bugün 1 milyon 470 bini aşan sağlık personeliyle 86 milyon
vatandaşa birinci sınıf sağlık hizmeti sunulduğunu ifade eden Erdoğan,
"2002'den bu yana personel sayımızı yüzde 288 artırdık. Dikkatinizi
çekiyorum; son 1,5 yıl içinde 57 bin 504'ü hekim olmak üzere 99 bin 567 yeni
atama yaptık. Türkiye'de hekim sayısının artması yalnızca hastalarımızın değil
onlara hizmet veren değerli hekimlerimizin de işini kolaylaştırdı, yükünü
hafifletti." diye konuştu.
"Bölgeyi Yeniden
Ayağa Kaldıracak Kalıcı Sağlık Yatırımlarını Hızlandırdık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu hastanelerinin yüzde 80'ini
yenilediklerini veya yeniden inşa ettiklerini belirterek, şu bilgileri de
paylaştı:
"794 yeni hastaneyi hizmete kazandırarak kamu
hastanelerinde toplam 173 bin yatağa ulaştık. 2002 yılında kamuda yalnızca 7
bin nitelikli yatağımız vardı. Bugün bu sayı 18 kat artışla 122 bine ulaştı.
Toplam yatak sayımız ise 164 binden 271 bine ulaştı. Son bir yılda 4 bin 60
yatak ünite kapasiteli 60 projeyi bitirdik."
Yapılanların sadece bunlarla sınırlı olmadığını, 2023
yılında yaşanılan depremin yaralarını hızla sardıklarını, bölgeyi yeniden ayağa
kaldıracak kalıcı sağlık yatırımlarını hızlandırdıklarını vurgulayan Erdoğan,
"Böylece 5 bin 123 yataklı 109 sağlık tesisini tamamladık. 11 ilimizde
deprem öncesinde kamu hastanelerinde 23 bin 733 yatakla hizmet sunulurken bugün
27 bin 503 yatakla sağlık hizmeti veriyoruz. Gaziantep 25 Aralık Devlet
Hastanesi'nin 300 yataklı ek binası ile Kahramanmaraş 600 yataklı devlet
hastanesini yıl bitmeden açacağız." diye konuştu.
"Sağlık döneminde hayati rol üstlenen şehir
hastanelerimizden 25 tanesi hizmete girdi. 13 şehir hastanesinin yapımı devam
ediyor. Toplam 9 şehir hastanesinin sağlık kampüsünün ihale, proje ve arsa
çalışmaları devam ediyor." bilgisini veren Erdoğan, başta şehir hastaneleri
olmak üzere sağlıkta kurdukları sistemin dünyanın pek çok ülkesi tarafından
ilgiyle takip edildiğini belirtti.
Erdoğan, "Öyle ki güçlü sağlık altyapımız sayesinde
artık pek çok branşta sadece bölgemizdeki ülkelerin vatandaşlarına değil, başta
Avrupa ülkeleri olmak üzere küresel ölçekte sağlık hizmeti verebilen bir ülke
konumuna ulaştık." dedi.
Saymaya kalkınsa değil saatler, günler alacak birçok
yatırımı, projeyi, devrim niteliğinde reformu hayata geçirdiklerini söyleyen
Erdoğan, "Kuşkusuz 'Tüm sorunları çözdük, tüm sıkıntıları giderdik'
iddiasında kesinlikle değiliz. Sağlık gibi dinamik bir alanda ihtiyaçlar hiçbir
zaman bitmez, bitmeyecek. Ancak elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği
üzere, sağlık alanında büyük bir devrime imza attığımız da tartışmasız bir
gerçektir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türk sağlık sisteminin gücü, kabiliyetleri ve
kapasitesinin COVID-19 salgınında çok net görüldüğüne dikkati çekerek,
"Buna rağmen mevcutla yetinmiyoruz." dedi.
"Tıp Eğitiminde
Dünya Standardının Üzerinde Doktorlar Yetiştirmemiz Yetmez"
Milletten gelen teklif, tenkit, şikayet, serzeniş ve
tespitler doğrultusunda sağlık sistemini iyileştirmeye devam edeceklerini
söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şunun da bilinmesini isterim ki son 23 yılda sağlık
alanında ne yaptıysak bilim insanlarımızla istişare halinde yaptık. İnşallah
çok daha fazlasını yine sizlerle birlikte başaracağız. Şüphesiz bunların tamamı
önemlidir, kıymetlidir. Türkiye ve Türk milleti adına gerçekten gurur verici
gelişmelerdir. Fakat sadece 23 yıllık sürede bunları başarmış olmamız,
hedeflerimizin tamamına ulaştığımız anlamına gelmez. Bakınız donanım ve sağlık
altyapısında dünyada birinci ligde olmamız yetmez. Vatandaşın sağlık hizmetlerine
eşit erişiminde gıpta edilen ülkelerden biri olmamız yetmez. Sağlık
hizmetlerini devlet olarak ücretsiz karşılamamız yetmez. Tıp eğitiminde dünya
standardının üzerinde doktorlar yetiştirmemiz yetmez. Başta tıp ve ilaç olmak
üzere bilimsel araştırmalarda da dünyanın en iyi ülkelerinden biri olmak
durumundayız."
Erdoğan, aynı şekilde gerekli Ar-Ge yatırımlarını yaparak
tıbbi cihaz üretiminde de yeni bir aşamaya geçmek zorunda olduklarını
belirterek, "Cumhurbaşkanı olarak sağlıkla ilgili hususlarda kapsamlı bir
millileşme ve yerlileşme hamlesine olan ihtiyacı sık sık dile getiriyorum.
Ancak bu konuda tüm şahsi çabalarıma rağmen hedeflerimizin çok uzağında
olduğumuzu da gayet iyi biliyorum. Savunma sanayisinde olduğu gibi burada da
içeriden ve dışarıdan farklı engellerle karşılaşıyoruz. Ama nasıl ki zor oyunu
savunma sanayisinde bozmuşsa inşallah yerli ilaç ve tıbbi cihaz üretiminde de
Allah'ın izniyle bozacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Çalışarak, üreterek ve zorluklar karşısında yılmayarak
Türkiye'yi çok farklı bir seviyeye hep beraber taşıyacaklarının altını çizen
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizi bu hedefimize bir adım dahi olsa yaklaştıracak
her türlü özgün, nitelikli ve gerçekçi çabayı desteklemekte kararlıyız. Onun
için bugün ödül alan bilim insanlarımızın çalışmalarını takdirle karşılıyorum.
Her biriniz tıpkı Aziz Sancar Hocamız gibi bilimsel çalışmalarınızla yeni yol
açıyor, sizden sonra geleceklere cesaret aşılıyorsunuz. Sizlerin bu çalışmaları
inşallah diğer hekimlerimize de örnek olacak, ilham kaynağı olacak, daha farklı
projelere başlamak için cesaret verecektir. Bu duygularla ödül sahiplerini
tekrar canı gönülden tebrik ediyorum. 11. Türk Tıp Dünyası Kurultayı
sonuçlarının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ödül törenimize ve kurultaya
katkı veren herkese teşekkür ediyorum."
Cumhurbaşkanı
Erdoğan'a "Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Ödülü" Verildi
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Filistin
halkına yönelik olağanüstü insani çabaları ve Gazze'den tıbbi tahliyelerde
örnek teşkil eden liderliği için Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü
Hans Kluge tarafından "Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Ödülü" verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu
tarafından Erzincan mermeri üzerine "TÜSEB DNA'sı yeniden inşa
ediliyor." yazılı plaket takdim edildi.
Törene, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan,
Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Cumhurbaşkanlığı İletişim
Başkanı Burhanettin Duran ile AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Fatma Betül
Sayan Kaya ve Halit Yerebakan da katıldı.
Törende, Prof. Dr. Suat Tekin, Prof. Dr. Sercan Karav, Doç.
Dr. Beyza Servet Göncü ve Prof. Dr. Erkan Yılmaz'a TÜSEB Teşvik Ödülü, Prof.
Dr. Mehmet Erdem Büyükbingöl'e TÜSEB Hizmet Ödülü, Şahin Gürsel'e 2025 Yılı
TÜSEB Sağlık Teknolojileri Prestij Ödülü, Prof. Dr. Uğur Türe'ye bu yıl
yaşamını kaybeden, Beyin ve Sinir Cerrahı Ordinaryüs Prof. Dr. Gazi Yaşargil
anısına TÜSEB Özel Ödülü, Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu
Başkanvekili Prof. Dr. Serkan Topaloğlu ve ekibine İnovatif Sağlık Ekibi Ödülü
ile Prof. Dr. Fikrettin Şahin'e Aziz Sancar Bilim Ödülü takdim edildi.
Kaynak: AA